Berlin, 8.10.2012
Protestmarch arrived in Berlin 6.10
Bugün Berlin'e gelişimizin 3. günü. Çadırlardaki direnişimiz devam ediyor. Dün akşam gerçekleştirdiğimiz toplantıda, toplantı çadırına biz gelmeden önce asılmış olan Filistin bayrağını indirme kararı aldık. Eğer o bayrak orda kalmaya devam etseydi, Kürdistan ve ya diğer direniş durumunda bulunanların da bayrak asma talepleri olacaktı ve biz bu işin içinden çıkamayacaktık. Ya herkesin bayrağını asacaktık ya da bu tip simgeleri asmayacaktık. Çoğunluk kararı olarak bayrağı indirme kararı aldık. Şimdi direniş mekanında kızıl bir bez üzerine çizmiş olduğumuz yumruklu bayrak ve diğer direniş pankartlarımız bulunuyor.
Dünkü toplantıda bir konuyu ele aldık fakat bu konuda bir sonuca varamadık. Konu; alacağımız kararları hem mülteciler ve hem de destekçiler, ortak mı alsın, yoksa kararları yalnızca mülteciler mi alsın? Bu konuda tek bir görüş ortaya çıkmadı, çok sayıda görüş ortaya çıktı ve toplantıyı bitirmek zorunda kaldık. Bu sabah yeniden bu sorunu tartışmaya başladık. Bir kesim mülteci sorunu yalnızca pasaport sorunu olarak ele alıyor. Bu nedenle kararları yalnızca mültecilerin alması gerektiğini savunuyor. Ancak bunlar pasaport almakla sorunların bitmeyeceğini bilmiyorlar. Bu sorunların kapitalist sistemden kaynaklandığını ve çözümünün de kapitalizme karşı en geniş kesimlerle birlikte mücadele etmekle mümkün olacağını bilmiyorlar.
Toplantılarımız biraz aşırı demokratik geçiyor. Bir yandan dil problemleri var. Bir yandan her kese söz hakkı vermek kaygısıyla çok zaman kaybediyoruz. Şu anda somut pratik sorunlarda karar almakta zorlanıyoruz ve insanlara sorunun yalnızca pasaport almakla bitmeyeceğini kavratmakta zorlanıyoruz.
Şu anda bizim çadırlarımızın bulunduğu Oranien Platz'ın yakınında ev kiralarının pahalılığını protesto edenlerin direniş çadırları var. Onlardan bir komite dün gelip benimle görüştüler ve bizim 13 Ekim'de yapacağımız yürüyüşü birlikte yapma teklifinde bulundular. Şimdi burada bulunan mültecilerin bir kısmına bu durumu anlatmak zor oluyor. Mültecilerin bir kısmı kendilerinin sorunlarının diğer insanlardan farklı olduğunu düşünüyor. "Her kesin evi, işi, pasaportu var onların sorunları bizimle aynı değil dolayısıyla kararları yalnızca mülteciler versin" diye düşünüyorlar. Bizim yaptığımız mücadelenin ve başarının bizim en geniş toplumsal kesimlerin desteğini almamıza bağlı olduğunu anlayamıyorlar. Ama toplantılarımız sırasında ve eylemlerimiz devam ettikçe, insanlar sorunlarla karşılaştıkça neyi nasıl yapması gerektiğini yavaş yavaş algılıyorlar.
Evet şu anda bir konuda oylama yaptık ve çoğunluk oyu kararı belirledi. Kararları, başından beri direnişe katılanlar ve bundan sonra bizimle birlikte direnişte samimi olarak yer alacak olanlar alacak, destekçiler ve oturumu olanlar daha çok destekçi olarak devam edecek.
Bizimle birlikte yürüyüş yapmak isteyenler herhangi bir parti bayrağı taşımamak kaydıyla gelebilirler. Anti kapitalistler, ogüp ve kiraları protesto çadırlarıyLa birlikte yürüyüşü yapmayı düşünüyoruz. Ancak saatler ve taşınacak pankartlar konusunda henüz bir mutakabata varamadık. Bizimle birlikte eylem yapmak isteyenler de henüz tam netleşmemişler. Onların da akşam toplantıları varmış. Artık bugün bu işi çözemeyeceğiz. Diğerleriyle bir kez daha buluşup görüşme yapmamız gerekir.
Yürüyüş boyunca oluşturmuş olduğumuz çalışma grupları vardı. Berlin'e geldikten sonra yeniden çalışma gruplarını düzenleyeceimizi palanlamıştık. Mülteci ve aktivistlerden oluşmuş olan çalışma grupları var. Bu grupların her birinde en az bir mültecinin bulunmasının iyi olacağı görüşü öne çıktı. Medya, güvenlik, iletişim ve lojistik grubu gibi gruplar kurduk. Ayrıca, temizlikten her kesin sorumlu olması gerektiğini belirttik. Sabahları genelde toplantı olduğu için öğleden sonra bir saati temizlik için ayarlamaya karar verdik.
Mutfak çadırı ile toplantı yaptığımız çadırlar birbirlerine uzak durumda. Önümüzdeki günler soğuk geçecek, bu nedenle mutfak çadırıyla toplantı çadırlarını birbirine yakınlaştırmanın iyi olacağını düşünüyoruz.
Bu güne kadar buraya gelememiş olan mülteciler için onları buraya nasıl getirebileceğimize dair fikir yürütmeye çalışıyoruz. Her kesin hangi dilleri bildiğini ve telefon numaralarının ne olduğunu listeledik ki, buraya gelmek isteyip de gelemeyenlerle onların anladıkları dillerde irtibata geçelim. Ayrıca Almanya çapında toplam ne kadar mültecinin olduğu ve her kampta kaç kişinin kaldığını ya da bu kişilerin hangi ülkelerden olduklarını, hangi dilleri konuştuklarını ortaya çıkartmaya çalışıyoruz.
Evet anti kapitalistler ve pahalı kiralara karşı direniş çadırı kuranlar, kendilerinin pankartlarını öne çıkartmayacaklarını söylediler. Onlar kendi bulundukları alandan, bizim direniş çadırlarının bulunduğu yere kadar yürüyecekler. Bizim saat öğleden sonra üçte başlayacak olan yürüyüşümüze katılacaklar. Henüz tartışmaları tam sonuçlandırmadık. Ama aslında mutabakata vardık gibi.
Çok sevindirici bir haber daha; bu akşam saat sekizde devrimci müzik grubu Bandista, Berlin'deki direniş çadırlarımıza gelip müzik dinletisi sunacak. Bu çok güzel oldu. Köln'den bir arkadaş bu fikri bana iletmişti. Bandista'ya meil yazdık ve bu akşam beni aradılar geleceklerini söylediler.
Bir yandan Bandista'nın gelişini organize ederken bir yandan da ogüple ortak eylemi nasıl yapacağımızı ayarlamaya çalışıyoruz. Buradaki günler çok yoğun geçiyorr. Bir yandan toplantılar, bur yandan teknik işlerin düzenlenmesi insana dinlenecek zaman bırakmıyor. Aynı zamanda bu yaptıklarımızı kaydedip tarihe aktarmak gibi bir sorumluluğumuz var.
Almanca bilmiyoruz ama basınla Almanca röportajlar yapıyoruz. Hiç önemli değil, yarım yamalak da olsa özgürlük ve saygınlık istediğimizi cümle aleme duyurmuş oluyoruz.
Direnişimiz, kapitalizmden rahatsız olan tüm toplumsal kesimleri dinamize edip harekete geçiriyor. Berlin'de bulunan diğer mücadele dinamikleri, bizim buraya gelmemizle birlikte hareketlendiler ve dinamize oldular. Şimdiye kadar özgürlük yürüyüşümüze duyarsız kalan kesimler de hareketlendiler. Her kes bizim direnişimizle ilgili bir şeyler düşünüp yapmaya çalışıyorlar.
Direnişimiz değişik mücadele dinamiklerinin sokaklarda bir araya gelmesine vesile oluyor. Değişik yerlerde gruplar halinde bulunan kesimleri aynı mekanlarda eylem yapmaya teşvik ediyor.
Yaşasın insanlaşma ve ortaklaşma mücadelemiz.
8.10.2012
Turgay Ulu
Berlin