10.12.2012
Bu gün saat 9'da Oranienplatz'daki bilgilendirme çadırında toplandık. Bu sefer dablin 2 uygulamasını protesto edecektik. Bu sefer sarı özgürlük bayrağını yanımıza alamadık çünkü o, işgal okulunun tiyatro kürsüsünde dalgalanıyordu. İşgal okulu biraz Oranienplatz'a uzak bir mesafede. Elimizde bulunan diğer pankart ve bayrakları alarak yola çıktık.
İtalya'ya dablin 2 anlaşması gereği yapılan sınır dışı etmeleri protesto edecektik. Bu işlemlerin yapıldığı büronun önüne kadar yürüdük. Büronun kapısı dışardan açılmıyordu. İçerden bir kişi geldi kapıyı açtı. Ama hepimizi içeri almak istemiyordu. Dört kişi olarak içeriye girdik, kapı tekrar kapandı. Ama burada bir hata yaptık, kapı açıkken hepimiz birden içeri girseydik tam bir işgal eylemi olacaktı, kısa zaman aralığında bunu kimse düşünemedi. Sonradan aklımıza geldi ama artık çok geçti. Bir saat kadar yaptığımız görüşmede yer alan iki kişi bizim taleplerimizin ve mücadelemizin haklı olduğunu, özgürlük yürüyüşümüzden haberdar olduklarını ancak kendilerinin yalnızca büro çalışanı olduklarını, ellerinden bir şey gelmediğini söylediler.
Onlara bildirilerimizi verdik. Mücadelemizin amaçlarını ve dablin 2 uygulamasının insanların yaşama hakkını ortadan kaldıran bir yasa olduğunu açıkladık. İnsanlar istemedikleri yerlerde yaşamaya zorlanıyor dedik.
Binanın önünde büyük pankartlarımızı açtık ve sloganlarımızı attık. Bizimle birlikte bir film ekibi de gelmişti. Film ekibi de içeriye girmeyi başardı ve bu görüşme kameraya çekildi.
Dablin 2'yi protestoya giderken bindiğimiz otobüste bildiri dağıtımı yaptık. İnsanlar genellikle olumlu karşıladılar ve bize eylemlerimizle ilgili sorular sordular.
Geri dönerken yaklaşık beş kilometrelik bir yolu yürüyerek geldik. Ana cadde üzerinden yürüdük. Polisten herhangi bir izin almadık. Ana caddedeki arabalar bizim arkamızdan yavaş yavaş ilerlemek zorunda kaldılar.
Daha önceden irtibatta olduğumuz, parlementoda bizi destekleyen partilerin milletvekilleri bu gün işgal okulumuza geldiler. Onlarla bir toplantı gerçekleştirdik. Biz kendilerine bu okulu; mülteci direniş hareketinin Almanya'daki bir merkezi yapmak istediğimizi söyledik. Milletverillerinin hemen hemen tamamı bu görüşümüzü olumlu buldular ve bizi desteklediklerini söylediler.
Biz bu büyük okulu işgal ederek karşımızdakilere, temel taleplerimizden biri olan mülteci kamplarının kapatılması karşılığında mültecilere ev verilmesini istiyoruz, onlar vermiyorlar ve biz kendimiz fiilen evler işgal ediyoruz. Diğer yandan, mülteci direniş hareketinin siyasal bir statü kazanmasını istiyoruz. Mülteci hareketinin merkezini kurmak istiyoruz. Böylece Almanya'daki tüm mültecilerin sorunlarını ve örgütlenme olanaklarını tartışıp kararlarını alacakları bir merkezleri olacak.
Yarın belediye başkanı kendi içlerinde yapacakları toplantının sonuçlarını bize açıklayacaklar ve biz de ne istediğimizi onlara söyleyeceğiz.
Parlementodan gelen üç partinin milletvekilleri bizim direnişimizi ve taleplerimizi desteklediklerini söylediler. Zaten bu milletvekilleri bazen bizim direniş alanımıza geliyorlardı ve polisle yaşanan sorunlarda arabuluculuk yapıyorlardı. Ancak parlementoda güçlü olan iki büyük parti bizim direnişimizin ve taleplerimizin karşısında yer alıyorlar.
Bu akşam işgal okulunda "azul monolog" isimli bir tiyarto oynu sergilendi. İki kişi mültecilerin gündelik yaşamda karşılaştıkları sorunlarla ilgili olarak monolog türü konuşmalar yapıyorlardı ve arada başka bir kişi şarkı söylüyordu. Oyunu izlemek için kalabalık bir kitle gelmişti. Büyük okulun tiyatro salonu tamamıyla dolmuştu. Sandalyelerden başka, yerlere de insanlar oturmuşlardı. Tiyatro bittikten sonra ben de özgürlük direnişimizle ilgili bir konuşma yaptım.
Almanca ve İngilizceye'de çevrilen bildirimizi bu gün Kreuzberg'in bütün sokaklarında asıldığını gördük. Bu bildirinin de akşamki tiyatro gösterisine katılımın fazla olmasında etkisi oldu.
Berlin'de artık yerlerden kar eksilmiyor. Kar yağışı nedeniyle toplantı çadırımız başımıza uçmuştu. Şu anda iki direniş alanımız var. Biri işgal okulu ve diğeri de Oranienplatz. Bu iki mesafe arasında bazen kar yağışı altında gidip geliyoruz. Şu anda iki yeri de korumak zorundayız. Çünkü işgal okulunun statüsü henüz belli değil. Belki yaza kadar bu okulu kullanmamıza göz yumacaklar ama sonrasında durumun ne olacağı henüz belli değil.
İnsanlar genelde direnişimizin kısa sürede sona ereceğini düşündüler ama bunların hepsi fena halde yanıldılar. Her şeye rağmen, doğa koşullarının tüm olumsuzluklarına rağmen direnişimiz yeni biçimler kazanarak devam ediyor.
Direnişimizin uzun sürmesi ve geniş bir etki alanına sahip olması artık grupları da yerinden kımıldattı. Bu gün direniş çadırlarımıza erzak getirdiler. Dün gece de gene bir grup mesaj okuyup bir miktar parayı finans grubuna teslim ettiler. Ancak bunlar politik örgütler için bu direnişte organik ilişki içinde olmak açısından yeterli değildir. Çünkü zaten politik bir örgüt olmayan halktan insanlar da bu tip yardımlarda bulunuyor.
Öncü örgüt ve öncü parti iddasında olan gruplar için erzak yardımında bulunmak sokak direnişleri için yeterli bir iş değildir. Onların iddasına uygun davranmaları, ancak sokak isyanlarının örgütlenmesinde ve sürdürülmesinde fiili olarak yer almalarıyla olur.
10.12.2012
Turgay Ulu
Berlin